Makale
Kuran’a göre Kutlu Doğum
YeniçaÄŸda Papa XII. Gregor tarafından düzenlenen Gregoryen (Miladi) takvime göre Hz Ä°sa’nın doÄŸumu baÅŸlangıç (sıfır) olarak alınır. Türkiye’de 1926’den itibaren Katolik esaslı bu güneÅŸ takvimi kullanılmaya baÅŸlamıştır. Katolik dünyası 24 Aralık günü Kudüs’e yarım saat kuzeyinde Betlehem Yeni DoÄŸuÅŸ Kilisesi’nde Hz Ä°sa’nın doÄŸduÄŸuna inanılan maÄŸarayı ziyaret ederler. Ä°ÅŸte burada bize düÅŸen Vatikan’ın öne sürdüÄŸü ve onun üzerinden kilise teÅŸkilatlanmasına girdiÄŸi Meryem Ana, Ä°sa (as) ve Cibril hakkında Allah’ın son kitabı Kur’an’ın ne dediÄŸini orada duyurulmasıdır. Kur’an sadece Ä°sa (a.s.)’nın deÄŸil annesi Meryem’in doÄŸumunu hatta doÄŸum öncesi anneannesinin niyetinden haber verir. Ve Kuran kutlu doÄŸumu ayrıntılarıyla anlatılan Mesih’ten “Meryem oÄŸlu Ä°sa” diye bahsedilmesini ister.
Åžimdi Kuran’da anlatılan “Kutlu DoÄŸum” ve öncesini gözden geçirerek Allah’ı doÄŸru bir ÅŸekilde tesbih ve tenzih etmeye gayret edelim.
Kur’an, Meryem oÄŸlu Ä°sa’dan (a.s.) bahsetmeden önce onun annesinin soyundan, kimlerden geldiÄŸinden bahseder; “Åžüphesiz Allah, Âdem’i, Nuh’u, Ä°brahim ailesini ve Ä°mran ailesini birbirinden gelmiÅŸ birer nesil olarak insanlar arasından seçip (onlara) lütfetmiÅŸtir. Allah, her ÅŸeyi hakkıyla iÅŸitendir, hakkıyla bilendir.” (Al-i Ä°mran / 33, 34)
Hz. Meryem’in doÄŸumu öncesinde, annesinin niyetinden de ÅŸöyle bahseder:
Ä°mran’ın hanımı demiÅŸti ki: ‘Rabbim, karnımda olanı tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur; ÅŸüphesiz sen iÅŸitensin, bilensin.’ (Al-i Ä°mran / 35)
Ä°sa’nın (a.s.) anneannesi öyle bir dua eder ki bu dua adeta onun künyesini oluÅŸturur. Artık Meryem’in ismi de konulmuÅŸ olur.“Fakat çocuÄŸu doÄŸurunca, ‘Ey Rabbim! Bak, bir kız çocuk doÄŸurdum —Hâlbuki Allah, neyi doÄŸuracağını ve (onun istediÄŸi) erkek çocuÄŸun hiçbir zaman bu kız gibi olamayacağını bilmekteydi.— ve ona Meryem ismini verdim. LanetlenmiÅŸ ÅŸeytana karşı onu ve soyunu korumanı diliyorum.’ dedi.” (Al-i Ä°mran / 36)
Allah, babasız doÄŸan Meryem’i o güne kadar çocuÄŸu olmayan Zekeriya’ya emanet eder. Böylece kutlu doÄŸum gerçekleÅŸmeden Meryem bir peygamberin gözetimine verilmiÅŸtir.
“Bunun üzerine Rabbi, kız çocuÄŸunu hoÅŸnutlukla kabul etti, onu güzelce büyüttü ve Zekeriya'nın himayesine verdi. Zekeriya, ne zaman onu mabette ziyaret ettiyse yanında yiyeceklerle görür ve sorardı: ‘Ey Meryem, bunlar sana nereden geliyor?’ Meryem: ‘Bunlar Allah'tandır; Allah, dilediÄŸine hesapsız rızık bağışlar!’ derdi.” (Al-i Ä°mran / 37)
Melekler bile Meryem hakkındaki ÅŸahitliklerini ÅŸöyle dile getirmiÅŸlerdir:
“Hani melekler, ‘Ey Meryem! Allah, seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve dünya kadınları arasından seni seçti.’ (demiÅŸlerdi)” (Al-i Ä°mran / 42)
Meryem’in iffeti ve Rabb’ine samimiyetle baÄŸlanması da bizler içinde iyi bir örnektir;
“Ve Ä°mran'ın kızı Meryem(in kıssasını muttakilere diÄŸer bir örnek yaptık): O, iffetini korumuÅŸtu, bunun üzerine Biz onun (rahmindeki)ne ruhumuzdan üflemiÅŸtik ve Meryem Rabbinin sözlerinin ve (böylece,) vahyettiklerinin doÄŸruluÄŸunu kabul etmiÅŸ ve samimiyetle baÄŸlananlardan biri olmuÅŸtu.” (Tahrim/ 12)
Allah, Meryem’i de Tevrat’ı tahrif edenlere bırakmamış merhametli Zekeriya (a.s.)’a emanet etmiÅŸtir. Emanet ehli Zekeriya (a.s.) ise hanımının kısır olmasına raÄŸmen yıllar sonra oÄŸlu Yahya ile müjdelenmiÅŸtir. Ardından Yahya da Meryem oÄŸlu Ä°sa’yı müjdelemiÅŸtir.
“Ey Muhammed!) Bunlar sana vahyettiÄŸimiz gayb haberlerindendir. Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini (kur’a için) atarlarken sen yanlarında deÄŸildin. (Bu konuda) tartışırlarken de yanlarında deÄŸildin. “ (Al-i Ä°mran / 44)
Meryem’in her türlü iffetsizlikten uzak kalarak Ä°sa (a.s.)’ya gebe kalması ÅŸöyle anlatılır:
“Ve bu Kitapta Meryem’i de an. Hani, o ailesinden ayrılıp doÄŸu yönünde bir yere çekilmiÅŸti; kendini onlardan uzak tutuyordu; bu durumdayken kendisine vahiy meleÄŸimizi gönderdik; (bu melek) ona eli yüzü düzgün bir beÅŸer kılığında göründü. (Melek:) ‘Ben yalnızca Rabbinin bir elçisiyim. (O Rab ki:) sana tertemiz bir oÄŸul armaÄŸan edeceÄŸim (diyor).’ dedi. (Meryem:) ‘Bana daha hiçbir erkek dokunmamışken, nasıl bir oÄŸlum olabilir? Üstelik ben iffetsiz bir kadın da deÄŸilim.’ dedi. (Melek:) ‘Bu doÄŸru, Ancak) Rabbin ‘Bu benim için kolay ve (böyle olduÄŸu için de, senin bir oÄŸlun olacak) ve biz onu insanlar için katımızdan bir ayet ve rahmet kılacağız!’ diyor.’ dedi.’ Ve bu (Allah tarafından) önceden hükme baÄŸlanmış bir ÅŸeydi: bunun için de, (Meryem) ona gebe kaldı ve onunla birlikte uzak bir yere çekildi.” (Meryem/ 16–22)
Meryem, bu çocuÄŸun gelmesini istemeyen zalim Yahudi din adamlarından uzaklaÅŸtırılarak gözlerden uzak bir yerde gebelik süresini tamamlamış ve kimsenin yardımı olmadan sadece Allah’ın yardımıyla gerçekleÅŸen bu kutlu doÄŸum ÅŸöyle anlatılmıştır:
“DoÄŸum sancısı onu bir hurma aÄŸacına yöneltti. ‘KeÅŸke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiÅŸ olsaydım!’ dedi. Bunun üzerine (Cebrail) aÄŸacın altından ona ÅŸöyle seslendi: ‘Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı. Hurma aÄŸacını kendine doÄŸru silkele ki sana taze hurma dökülsün.’ ” (Meryem/ 23–25)
Bu doÄŸuma ÅŸahit olan ve ona yardım eden vahiy meleÄŸi Cebrail (a.s.) son olarak Meryem’e artık bu konuda insanlarla konuÅŸmaması gerektiÄŸini bildirir.
“Sonra da ye, iç: gözün aydın olsun! Ve eÄŸer insanlardan birini görürsen ona de ki: "Ben O sınırsız rahmet Sahibi için, (bir süre) konuÅŸmaktan kaçınmaya ahdettim; bu yüzden bugün insanlardan kimseyle konuÅŸmayacağım.” (Meryem / 26)
Artık dini tahrif ederek kendi arzularına uyan zalim Yahudi din adamları ile sadece Allah’a kul olup ondan yardım bekleyenlerin birbirlerinden ayırt edilme vakti gelmiÅŸtir. Nitekim bu ayrımı açıkça ortaya koyacak olan Mesih dünyamıza teÅŸrif etmiÅŸtir. Ve zalimler, bu sefer güya din adına soyunu dile getirerek ona çamur atmaya yeltenirler.
“Ve bir süre sonra, çocuÄŸuyla beraber, kavmine döndü. "Ey Meryem!" dediler, "Sen, gerçekten, tuhaf bir iÅŸ yaptın! “Ey Harun’un kız kardeÅŸi! Senin baban kötü bir kimse ve annen de iffetsiz deÄŸildi.” (Meryem / 27-28)
Ama aldığı tavsiye üzerine Meryem onlarla konuÅŸmayarak sadece iÅŸaret edecektir.
“Bunun üzerine (Meryem) çocuÄŸa iÅŸaret etti. (Onlar;) ‘Daha beÅŸikteki bir çocukla biz nasıl konuÅŸabiliriz ki!’ diye çıkıştılar. (Fakat çocuk:) ‘Bakın, Allah'ın kuluyum ben. O bana ilahi mesaj bahÅŸetti ve beni peygamber yaptı ve nerede bulunursam bulunayım beni kutlu ve erdemli kıldı; yaÅŸadığım sürece bana namazı ve zekatı emretti ve anamı saygıyla gözetmemi ve beni merhametten yoksun bir zorba kılmadı. Bunun içindir ki, doÄŸduÄŸum gün selam benim üzerimdeydi; öleceÄŸim gün ve hayata (yeniden) döndürüleceÄŸim gün (yine benim üzerimde olacaktır)!’ dedi.“ (Meryem / 29–33)
Allah bu konuyu sonlandırarak bu kutlu doÄŸum hakkındaki kesin hükmünü bildirir.
“Meryem oÄŸlu Ä°sa hakkında, üzerinde öylesine derin bir anlaÅŸmazlığa düÅŸtükleri doÄŸru açıklama iÅŸte budur. Bir oÄŸul edinmek Allah'a asla yakıştırılamaz; sınırsız yüceliÄŸiyle O böyle bir ÅŸeyin üstünde, ötesindedir. O bir ÅŸeyin olmasına hükmettiÄŸi zaman, ona yalnızca ‘Ol!’ der ve o (ÅŸey hemen) oluverir!” (Meryem / 34–35)
Bu olaydan sonra, Meryem oÄŸlu Ä°sa’yı reddeden Yahudiler ve kabul eden muvahhit Hıristiyanlar olarak Ä°srailoÄŸulları ikiye ayrılır. ÇoÄŸu ona Meryem oÄŸlu Ä°sa demediklerinden dolayı saparlar. O’na Allah diyenler, Allah’ın oÄŸlu diyenler ve onunla ilgili olarak Allah, kutsal ruh ve Ä°sa üçlemesi yapanlar delalete düÅŸmüÅŸlerdir. M.s. 300’de Ä°znik’te toplanan ve tahrif edilmiÅŸ Ä°ncilleri dörde indiren büyük konsül, Meryem oÄŸlu Ä°sa’ya inanan onun Mesih ve Allah’ın Kelimesi olduÄŸunu söyleyen son Muvahhit Hıristiyanları aforoz etti. Konsülün kararını kabul etmeyenler ya sürüldü ya da iÅŸkence edilerek öldürüldü.
Kuran’da ahirette bir sahne üzerinden Meryem oÄŸlu Ä°sa’ya yapılan iftiralara cevap verir;
“Allah, kıyamet günü ÅŸöyle diyecek: ‘Ey Meryem oÄŸlu Ä°sa! Sen mi insanlara, Allah’ı bırakarak beni ve anamı iki ilâh edinin, dedin?’ Ä°sa da ÅŸöyle diyecek: ‘Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir ÅŸeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. EÄŸer ben onu söylemiÅŸ olsaydım, elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Åžüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin. Ben onlara, sadece bana emrettiÄŸin ÅŸeyi söyledim. Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin (dedim.) Aralarında bulunduÄŸum sürece onlara ÅŸahit (ve örnek) idim. Ama beni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen, her ÅŸeye hakkıyla ÅŸahitsin. EÄŸer onlara azap edersen, ÅŸüphe yok ki onlar senin kullarındır. EÄŸer onları bağışlarsan, yine ÅŸüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.’ ” (Mâide 116–118).
Ayrıca Ä°sa (a.s.)’nın doÄŸuÅŸu Âdem (a.s.)’e benzetilerek ÅŸöyle buyrulmuÅŸtur:
“Åžüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) Ä°sa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona, ‘Ol’ dedi o da hemen oluverdi.”(Al-i Ä°mran /59)
Fakat bu kadar açık ayetlere raÄŸmen bazı Müslüman âlimler (!) Muhammed (s.a.v.)’i Meryem oÄŸlu Ä°sa ile yarıştırmaya kalkarlar. Hatta ona has özellikleri Muhammed (s.a.v.)’e yakıştırdılar. Resulullah hakkında doÄŸar doÄŸmaz konuÅŸtu yalanını ürettiler. Bunu Hıristiyanlar ile iç içe yaÅŸayan Türkler daha ileriye götürdü. ÖrneÄŸin mevlitte anlatıldığı üzere Amine’ye aynı Meryem’e geldiÄŸi gibi melekler gelir. Meryem suresinde Meryem’e meleklerin doÄŸacak özelliklerinden haber verdiÄŸi gibi Muhammed (s.a.v.)’in özelliklerinden haber verir. Hatta Regaip Kandili sayılan günde Amine’nin rahmine çocuÄŸun düÅŸtüÄŸü an bilinir ve o gece kutsal ilan edilir. Hâlbuki bu hadise Kuran’da Meryem annemizin rahmine Ä°sa’nın düÅŸmesi diye adlandırılır. Mevlit kandilinde de Amine’nin Muhammed (s.a.v.)’i melekler eÅŸliÄŸinde doÄŸurması anlatılır ve kutlanır. Hâlbuki bu hadise de Kuran’da Meryem’in Cibril eÅŸliÄŸinde Mesih’i doÄŸurması diye anlatılır. Kandiller, Osmanlının Hıristiyan tebaasının “Paskalya ve Yortu”larına karşı ürettiÄŸi ve gelenekselleÅŸtirdiÄŸi gecelerdir. Bunların hepsi siyasi bir arka plana sahiptir. Osmanlı Hıristiyanların yaÅŸadığı toprakları fethettiÄŸinde bu seremoniler ile Ä°slam’ı ayakta tutmaya gayret etmiÅŸtir. Yani Hıristiyanlar Meryem’i ve Ä°sa’yı resimleÅŸtirip, rumuzlaÅŸtırıp ve sonunda efsaneleÅŸtirerek hayat dışına iterken, Müslümanlarda Meryem oÄŸlu Ä°sa’nın bütün özelliklerini Muhammed (s.a.v.)’e yüklemekten geri kalmamışlardır. Bu arada Allah’ı gazaplandıran O’na çocuk isnat edilmesi iftirası 2015 yaşına girmiÅŸtir.
“Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, daÄŸlar yıkılıp çökecektir!( Meryem / 90, 91)
1989’da Diyanet Hicri 11 Rebülevvel gecesinde idrak(!) edilen Mevlit kandiline ilaveten Miladi 14- 20 Nisan “Kutlu DoÄŸum Haftası” adlı yeni bir uygulama baÅŸlatmıştır. Burada niyet doÄŸumu üzerinden Muhammed (s.a.v.)’i anmak tanıtmak ve sevdirmektir.
Hâlbuki Kuran’da doÄŸumu üzerinden anlatılanın Muhammed (s.a.v.) deÄŸil Meryem oÄŸlu Ä°sa’dır. Ben, Diyanet’in 24 Aralık / 1 Ocak arasında “Kutlu doÄŸum haftası” düzenlemesini ve bir hafta boyunca bütün dünyaya Meryem annemizi, Meryem oÄŸlu Ä°sa’yı ve vahiy meleÄŸi Cibril’i Kuran’ın içinde yer aldığı gibi anlatan binlerce makale, onlarca sempozyum ve yüzlerce kitap neÅŸretmeleri ve dünyanın sayılı üniversitelerinde doktora tezlerinin yapılmasına destek saÄŸlamasını beklerdim. Böylece bütün dünyanın önünde Allah tesbih edilir ve çocuk edindi iftirasından tenzih edilir, Hz. Meryem ve Meryem oÄŸlu Ä°sa, Papa’nın ve PatriÄŸin tasallutundan kurtarılırdı. Åžu anda Meryem annemiz ve Meryem oÄŸlu Ä°sa Müslümanlar tarafından Katoliklerin ve Ortodoksların insafına terkedilmiÅŸtir. Bunlar üzerinden her anışta Allah’a ortak koÅŸulmasına Müslümanlar itiraz etmeyecek ve kabullenecekse Kuran’da bu konuda bu kadar ayrıntılı ele alınma nedeni nedir? GeçmiÅŸ ümmetlerden dini, gönderilen kitaptan deÄŸil sözde din adamlarından öÄŸrenenler kitaplarını tahrif edilmiÅŸ ve insanlar delalete sürüklenmiÅŸtir. Hâlbuki Kuran’da söz edilen peygamberlerin hepsinin aynı çizgi üzerindedir.
“ ‘Biz Allah'a inanırız ve bize indirilene ve Ä°brahim’e, Ä°smail’e, Ä°shak’a, Yakub’a ve onların soyundan gelenlere indirilene ve Musa’ya, Ä°sa’ya ve Rableri tarafından (diÄŸer) tüm peygamberlere tevdi edilmiÅŸ olana (inanırız); onların arasında hiçbir ayrım yapmayız. Ve biz yalnız O’na teslim olanlarız.” deyin.” (Bakara / 136)
Tekrar edersek Kuran’da Muhammed (s.a.v.)’in doÄŸumu annesi ve kırk yaşına kadar yaÅŸadıklarını içeren hiçbir ayet yoktur. Fakat Hz. Meryem’in annesinin niyeti, doÄŸumu, yaÅŸantısı ve oÄŸlu Ä°sa (a.s.)’nın doÄŸuÅŸu ve doÄŸuÅŸundan itibaren konuÅŸması, Mesih ve Allah’ın Kelimesi oluÅŸu hakkında 60 ayet olması, Muhammed (s.a.v.)’in deÄŸerini azaltmaz, aksine çoÄŸaltır. Çünkü Muhammed (s.a.v.) bütün hayatı, Allah’a ortak koÅŸmamak, onun gazabından sakınmak Allah’ı layıkıyla tesbih ve takdis ederek geçmiÅŸtir. Peygamberleri birbirleriyle yarıştırmak, onları putlaÅŸtırmak kimseye fayda saÄŸlamayacaktır. Bu yüzden dolunayı gösteren ele deÄŸil dolunaya bakmak gerekir. Ä°sa bizim peygamberimizdir.
“Bunun içindir ki, doÄŸduÄŸu gün de, öldüÄŸü gün de, (Allah'ın) selamı o'nun üzerindeydi ve diriltileceÄŸi gün de Selam (yine o'nun) üzerine olacaktır.” (Meryem /15)
Ömer b. el-Hattâb |Rivayete göre, müÅŸârün-ileyh (bir kere minber üzerinde hutbe îrâd ederken) Nebi (sav)'in: "Nâsârâ'nın Meryem oÄŸlu Ä°sa’yı batıl üzere övdükleri gibi siz de beni övmekte aşırıya kaçmayınız! Åžüphesiz ki, ben bir kulum. Binaenaleyh bana: Allah'ın kulu ve O'nun Resulü, deyiniz!" buyurduÄŸunu iÅŸittim, demiÅŸtir. (Buhari / Enbiya Babı /48)
Henüz yorum yapılmamış.